erken-menopoz-tedavisi

Bursa Erken Menopoz Tedavisi

Erken Menopoz Tedavisi Bursa

Menopoz, kadın yaşamının doğal bir parçasıdır ancak bu sürecin beklenenden yıllar önce kapınızı çalması, şok edici ve üzücü bir deneyim olabilir. Erken menopoz tanısı almak; doğurganlık planlarınızı, geleceğe dair beklentilerinizi ve sağlığınızla ilgili endişelerinizi bir anda gündeme getirir. Ancak bilmelisiniz ki, bu yolculukta yalnız değilsiniz ve modern tıp, bu sürecin hem fiziksel hem de duygusal etkilerini yönetmek için size etkili çözümler sunmaktadır.

Erken Menopoz Tedavisi Bursa

Erken Menopoz Nedir? Beklenenden Önce Gelen Değişim

Normal menopoz yaşı dünya genelinde ortalama 51’dir. Bu sürecin 45 yaşından önce gerçekleşmesine erken menopoz denir. Eğer yumurtalık fonksiyonları 40 yaşından önce kalıcı olarak sona ererse, bu duruma prematür (erken) yumurtalık yetmezliği (POF/POI) adı verilir. Her iki durum da benzer sonuçlara yol açar: adetlerin kesilmesi ve östrojen hormonunun üretiminin durması.

Erken Menopozun Nedenleri Nelerdir?

Bazı durumlarda erken menopozun nedeni net olarak saptanabilirken, pek çok vakada altta yatan belirgin bir sebep bulunamaz. En sık karşılaşılan nedenler şunlardır:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede anne, teyze veya abla gibi birinci derece akrabalarda erken menopoz öyküsü olması en önemli risk faktörüdür.
  • Otoimmün Hastalıklar: Vücudun bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi yumurtalık dokusuna saldırdığı ve zarar verdiği durumlar (örneğin; tiroid hastalıkları, romatoid artrit).
  • Tıbbi Tedaviler: Kanser tedavisi için uygulanan kemoterapi ve özellikle karın bölgesine uygulanan radyoterapi, yumurtalıklardaki yumurta hücrelerine zarar vererek menopoza yol açabilir.
  • Cerrahi Müdahaleler: Her iki yumurtalığın cerrahi olarak alınması (bilateral ooferektomi) anında cerrahi menopoza neden olur.
  • Yaşam Tarzı Faktörleri: Sigara kullanımı, yumurtalıklara toksik etki yaparak menopoz yaşını 1-2 yıl öne çekebilir.

Erken Menopozun Belirtileri Nelerdir?

Erken menopozun belirtileri, doğal zamanda yaşanan menopoz belirtileriyle tamamen aynıdır, sadece daha erken yaşta ortaya çıkarlar:

  • Adet döngüsünün düzensizleşmesi, seyrekleşmesi ve bir süre sonra tamamen kesilmesi.
  • Ateş basması ve gece terlemeleri.
  • Vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı ve cinsel isteksizlik.
  • Uyku bozuklukları, uykusuzluk.
  • Ruh hali dalgalanmaları, anksiyete, depresyon ve konsantrasyon güçlüğü.

Erken Menopoz Tedavisinde Nasıl Bir Yol İzleniyor?

Burada tedavide amaç kadının 50 yaşına kadar ihtiyaç duyduğu hormonları yerine koymak. Özelikle 40 yaş altında menopoza giren kadınlar östrojen eksikliği nedeni ile sağlık açısından risk altında olduklarından bu yerine koyma tedavisi büyük önem taşıyor. Bu durum menopoz tedavisi olarak algılanmamalıdır. Bu dönemde dışardan verilen ilaçlar vücudun ihtiyacı olan hormonları yerine koymak içindir. Hasta 50 yaşına kadar düzenli yıllık kontrolleri yapılarak hormon tedavisi aldıktan ve normal menopoz yaşına ulaştıktan sonra isterse tedaviyi bırakabileceği gibi dilerse yaklaşık 5 yıl daha ilaç kullanabilmektedir. Bu durumda kararı hekimiyle birlikte vermesi en doğru yaklaşım olacaktır.

Menopoz tedavisinin kalp damar hastalıkları üzerine olumsuz etkileri olduğuna dair sonuç yayımlayan çalışmalarda, hormon tedavisi verilen hastalar 60’lı yaşlarını sürmekteydi ve tedavileri menopozdan yaklaşık 10 yıl sonra başlanmıştı. Bugün erken menopozda, erken dönemde başlanan tedavinin mutlaka gerekli ve yararlı olduğunu bilinmektedir.

Tanı Nasıl Konulur? FSH ve AMH Testlerinin Rolü

Doktorunuz, belirtileriniz ve tıbbi öykünüz doğrultusunda erken menopozdan şüphelendiğinde, tanıyı doğrulamak için basit bir kan testi isteyecektir. Bu testlerde:

  • FSH (Folikül Uyarıcı Hormon): Beyinden salgılanan ve yumurtalıkları uyaran bu hormonun seviyesinin menopoz düzeylerinde (genellikle >25-40 IU/L) yüksek olması.
  • AMH (Anti-Müllerian Hormon): Doğrudan yumurtalık rezervini gösteren bu hormonun seviyesinin tespit edilemeyecek kadar düşük olması tanıyı doğrular.

Erken Menopozun Uzun Vadeli Sağlık Üzerindeki Etkileri

Erken menopoz, sadece adetlerin kesilmesi ve doğurganlığın sona ermesi demek değildir. Kadın vücudu için hayati önem taşıyan östrojen hormonunun koruyucu etkisinden yıllar boyunca mahrum kalmak, bazı uzun vadeli sağlık risklerini beraberinde getirir:

  • Kemik Erimesi (Osteoporoz): Östrojen, kemik yoğunluğunu korumada kilit bir rol oynar. Erken kaybı, ilerleyen yaşlarda kemiklerin kolayca kırılmasına neden olan osteoporoz riskini ciddi şekilde artırır.
  • Kalp ve Damar Hastalıkları: Östrojenin kalp ve damarlar üzerinde koruyucu etkileri vardır. Erken menopoz, kalp krizi ve inme riskini artırabilir.
  • İnfertilite (Kısırlık): Genç bir kadın için tanının en yıkıcı ve hassas sonucudur.
  • Psikolojik Etkiler: Beklenmedik bir anda doğurganlığını kaybetmek, pek çok kadın için şok, üzüntü, yas ve kaygı gibi yoğun duygusal zorluklara neden olabilir.

Erken Menopoz Tedavisi: Kaybedilen Hormonları Yerine Koymak

Erken menopozda tedavi, normal menopozdan farklı bir amaca hizmet eder. Buradaki temel amaç, sadece sıcak basması gibi belirtileri gidermek değil, vücudun doğal menopoz yaşına (yaklaşık 51 yaş) kadar eksik kalan hormonları yerine koyarak uzun vadeli sağlık risklerini (kemik erimesi, kalp hastalığı) önlemektir.

Bu nedenle, özel bir risk faktörü olmadıkça, erken menopoz tanısı alan kadınlarda standart tedavi yaklaşımı Hormon Replasman Tedavisi’dir (HRT). Bu tedavi, kemiklerinizi ve kalbinizi koruyacak, yaşam kalitenizi artıracak ve menopoz semptomlarınızı giderecektir.

“Çocuğum Olmayacak Mı?” Doğurganlık Seçenekleri

Bu, erken menopoz tanısı alan bir kadının en zorlu sorusudur. Cevap dürüst ve gerçekçi olmalıdır.

  • Erken menopozda doğal yolla gebelik şansı son derece düşüktür. (Prematür yumurtalık yetmezliğinde çok nadiren geçici bir süre yumurtlama geri dönebilse de, bu durum gebelik planlamak için güvenilir bir yol değildir.)
  • Bir diğer değerli seçenek ise evlat edinmektir.
  • Doğurganlığı Koruma: Eğer bir kadın, kemoterapi gibi erken menopoza yol açabilecek bir tedavi görecekse, tedaviye başlamadan önce yumurta dondurma işlemi yaptırarak gelecekte anne olma şansını koruyabilir.

Erken Menopoz Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

  • Erken menopozu önlemek mümkün müdür?
    Altta yatan neden (genetik, otoimmün vb.) biliniyorsa genellikle önlemek mümkün değildir. Ancak sigara kullanmamak gibi yaşam tarzı faktörleri, menopoz yaşının erkene çekilmesini bir miktar engelleyebilir.
  • Tedavi ne kadar sürer?
    HRT’nin genellikle ortalama doğal menopoz yaşı olan 50-51 yaşına kadar kullanılması önerilir. Bu yaştan sonra, tedaviye devam edip etmeme kararı, normal menopoza giren bir kadın gibi, doktoruyla birlikte yeniden değerlendirilir.
  • Erken menopoza girdim, tekrar adet görür müyüm?
    Kendiliğinden adet görme ihtimali çok düşüktür. Ancak HRT kullanıyorsanız, tedavinin türüne bağlı olarak düzenli, planlı çekilme kanamaları (adet benzeri kanamalar) görebilirsiniz.
  • HRT kullanmak zorunda mıyım?
    Zorunda değilsiniz, ancak erken yaşta östrojen kaybının getirdiği kemik erimesi ve kalp hastalığı gibi ciddi sağlık risklerinden korunmak için tıbbi olarak şiddetle tavsiye edilir. Bu sadece bir yaşam kalitesi değil, bir sağlık koruma tedavisidir.
Perimenopoz Nedir? Perimenopoz Belirtileri Nelerdir? Perimenopoz Kaç Yaşında Başlar? Perimenopoz Nedenleri Nelerdir? Perimenopoz Tedavisi Nasıl Olur?

Perimenopoz

Perimenopoz, kadının adet döneminin sona erdiği ve menopoz döneminin başlangıcına girdiği bir süreçtir. Menopozla birlikte kadının adet döngüsü ve doğurganlığı sona erer. Bu dönem bazı kadınlarda bir yıl sürebilirken bazı kadınlarda daha uzun süreleri bulabilir. Hem psikolojik hem de fiziksel yani bedensel olarak zorlayıcı bir süreç yaşanabilir.

Perimenopoz Nedir?

Kadınlarda menopoz döneminden önceki birkaç yıl menopoza geçiş dönemi yani perimenopoz olarak tanımlanır. Bu geçiş döneminde hormonal değişiklikler ve dengesizlikler oldukça yoğun bir şekilde yaşanır. Bu süreçle birlikte doğurganlığın artık azalarak bittiği, üreme hormonlarının vücutta etkilere sebep olduğu doğal bir döneme girilir. Menopoz dönemi için bir hazırlık süreci gibi de düşünülebilir. Çünkü menopoz döneminde yaşanan sıcak basması, adet düzensizliği gibi belirtiler perimenopoz döneminde de kendisini gösterir.

Perimenopoz Belirtileri Nelerdir?

Perimenopoz belirtileri, vücutta birçok değişikliğe yol açar. Fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan birçok farklı belirtiler görülür. Bu belirtiler her kadında aynı şekilde ortaya çıkmayabilir. Bazı kadınlar hafif semptomlarla karşılaşırken bazı kadınlar daha ağır yaşayarak, hayat kaliteleri üzerinde olumsuz etkiler görebilir.

  • Adet düzeninde bozulmalar,
  • Sıcak basması,
  • Uyku problemleri,
  • Duygu durumunda değişiklikler,
  • Vajinal kuruluk gibi sorunlar,
  • İdrar tutamama gibi mesane problemleri,
  • Cinsel isteksizlik
  • Kemik yoğunluğunda azalma,
  • Göğüslerde hassasiyet,
  • Kolesterol yükselmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Perimenopoz Kaç Yaşında Başlar?

Perimenopoz dönemi; adet düzensizliği ve doğurganlığın sona ermesine yakın olan bir süreçtir. Menopoz 40 ila 50 yaşları arasında görülmektedir. Bu yaşlardan önceki geçiş süreci perimenopozdur. Kişiye göre değişmekle beraber 7-14 yıla kadar uzanan bir dönemdir. Bazı kişiler 30’lu yaşlarında perimenopoz dönemine girebilir. Bu durum erken menopoz ile karıştırılmamalıdır. Bazı risk faktörleri ve kişilerin vücut dengeleri, hangi yaşlarda hangi dönemlerin yaşanacağını değiştirmektedir.

Perimenopoz Nedenleri Nelerdir?

Perimenopoz nedenleri hormonal değişikliklere bağlı olarak gerçekleşir. Östrojen hormonu seviyesindeki azalma sonucu adet döngüsünde dengesizlik meydana gelir. Bu hormon yumurtalık tarafından üretilir ve yaş almayla birlikte yumurtalıklar artık işlevini yitirdiğinden hormonlarda düzensizlik başlar. Rahim ve yumurtalıkların alınması gibi durumlar da bir kadının erkenden menopoza girmesi ve perimenopoz sürecinden geçmesi için bir neden olarak sayılabilir.

Perimenopoz nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Hormonal değişiklikler: Östrojen hormonu seviyesinin azalması, adet döngüsünde dengesizlikler yaşanmasına neden olarak menopoz döneminin süreçlerini meydana getirir.
  • Yaşlanma: Yaş almayla birlikte yumurtalıkların da işlevselliği azalır ve hormonal değişiklikler bulunur.
  • Genetik faktörler: Bir kadının genetiğinde, aile üyelerinde perimenopoz döneminde yaşanan durumlar, kadının da sorun yaşamasına neden olabilir.
  • Sigara kullanma: Sigara içmek hormonal değişiklikleri etkileyerek daha erken menopoza girme nedeni olarak görülebilir.
  • Jinekolojik sorunlar: Perimenopoz döneminin başlangıç süresinde etkili olabilir.
  • Genel sağlık durumu: Tiroid gibi hastalıklar da genel sağlık durumundan dolayı menopoz döneminde etki gösterebilir.

Perimenopoz Tedavisi Nasıl Olur?

Perimenopoz tedavisinde adet düzensizliğinin dengelenmesi için doğum kontrol hapları işe yarar bir yöntem olabilir. Adet döngüsünde bir düzen geri gelebilir ve diğer belirtiler için yardımcı olabilir. Buna destek olarak doğal bir beslenme düzeni benimsenmesi, her gün düzenli egzersiz yapılması gerekir. Kalsiyum ağırlıklı beslenme, alkol ve kafein tüketimini azaltma, sebze ve meyveyi daha çok tüketmek gibi sağlıklı bir yaşam tercih edilmelidir.

Menopoz Tedavisi

Menopoz Tedavisi

Dünyadaki kadınların %30’u menopoz sonrası kadınlardır.Her kadının menopoza cevabı farklıdır bu nedenle menopozda hastaya yaklaşım kadına özgüdür.

Menopoz adetlerin kesilmesi şeklinde tarif edilmektedir. Perimenopoz ise menopoz öncesi ve sonrasındaki dönemi kapsamaktadır. Menopoza geçiş ile başlayan sıkıntılar menopoz sonrasıda devam etmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda kalp, damar hastalıkları ve kadın kanserlerinin arttığı dönemdir. Kadınlar bu dönemde jinekolojik kanserler, osteoporoz , kalp damar hastalıkları riski artığı için yakın takip edilmelidir.

Menopoz yaşı ortalama 51 olup, bu yaşı belirleyen en önemli etken genetik öyküdür. Sigara içenlerde, rahimi alınanlarda menopoz daha erken olabilir.

Menopozda kadının bu döneme karşı cevabı , kadının yaşam stili ve aile öyküsüne göre değişir.

Menopoza geçiş döneminde , bu dönem 40’lı yaşlarda başlamaktadır ki, hormonal değişikliklere bağlı düzensiz, yoğun ve uzamış vajınal kanama ile karşılaşılmaktadır. Bu dönemde özellikle kadınların gebelikten korunması için desteklenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Menopozda depresyon, anksiyete, libido kaybı, deride kuruluk, kemik erimesi sık karşılaşılan sorunlar olup her kadın bu sıkıntılara karşı destek tedavisi almalıdır.

Menopoz Belirtileri

Menopoz; kadında üreme döneminin son bulduğunu işaret eden dönemdir. Halk arasında adetten kesilme olarak da tanımlanan menopoz döneminde; yumurtalık rezervi tükenmiştir ve bu nedenle artık gebelik olasılığı kalmamıştır.

Kadın yaşamında doğal döngünün bir parçası olan menopoz; fizyolojik ve psikolojik açıdan oldukça karmaşık ve zor bir süreç olabilmektedir. Ortalama menopoz yaşı dünyada 45 ila 55 yaş arası; Türkiye’de ise 46-48 yaşları arasındadır.

Kadın yaşamında doğal bir süreç olan menopoz döneminde kadın fizyolojisinde ve psikolojisinde birtakım problemler açığa çıkabilmektedir. Bu problemler ise şu şekilde sıralanabilmektedir;

  • Aşırı terleme
  • Çabuk yorulma
  • Kalp ve tansiyon hastalıkları
  • Sistemik hastalıklar
  • Kemik erimesi
  • Psikolojik bozukluklar
  • Depresyon

Menopoz Dönemleri Nelerdir?

Menopoz süreci öncesi, dönemi ve sonrası olarak üç şekilde ele alınmaktadır. Bu üç süreçte de kadın sağlığının korunması amacı ile farklı tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Menopoz döneminde;

  • Premenopoz: Adet düzensizliği başlamaktadır.
  • Menopoz: Son adet kanaması yaşanmaktadır.
  • Postmenopoz: 12 ay boyunca adet görmeyen kadınlar bu dönemdedir.

Menopoz dönemi ve menopoz tedavisi hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için diğer yazılarımıza göz atabilir; 0 216 688 10 88 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Menopoz Dönemini Etkileyen Durumlar

Menopoz dönemi her kadının fizyolojik, biyolojik ve psiko-sosyal durumuna bağlı olarak farklı yaşlarda yaşanabilmesinin yanı sıra farklı belirti ve şikayetler de açığa çıkarabilmektedir. Menopoz dönemine girmeyi etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Bunlar; genetik faktörleri genel sağlık durumu, genital sistemde yaşanan problemler, psikolojik etmenler ve sosyal faktörlerdir.

Menopoz Döneminde Sıcak Basma Nedenleri

Menopozda sıcak basması: östrojen eksikliğinin klasik bulgusu sıcak basmasıdır. Çarpıntı ile başlayan titreme, terleme, vücutta kızarıklık ve sıcaklık ile devam eden ataklar 1-4 dakika kadar sürmekte ve gün içinde 5-10 defa tekrarlamaktadır. Sıcak basmaları cerrahi menopoz olarak adlandırılan rahim ve yumurtalıkların alınmasına bağlı menopozda daha sık görülen bir şikayettir. Sıcak basmalarına genellikle depresyon, sinirlilik, yorgunluk, hafıza kaybı eklenmektedir. Bazı kadınlarda tedaviye gerek kalmayacak düzeyde hafif sıcak basmaları olabilir. Genellikle sıcak basmalrı 5 yıl içinde geriler.

Vajinal kuruluk: menopozdan 4-5 yıl sonra vajınal kuruluk gelişir. Vajinal kuruluk, vajinal enfeksiyonlara, ağrılı cinsel ilişkiye yol açmaktadır. Bu şikayetler östrojen ile tedavi edilebilmektedir.

Osteoporoz: kemik miktarının azalması olarak adlandırılmakta ve ilerleyici bir hastalıktır. Toplumda artan yaş ile beraber kemik kaybı artmaktadır. Kemik kaybının %1’i menopozdan önce kaybedilmektedir. Menopozdan sonra ise yılda kemiklerin %5’i kaybedilmektedir. Kemik kaybında en büyük risk genetik öyküdür. Ayrıca diyetteki mevcut kalsiyum miktarının azalması, sigara ve alkol tüketimi de osteoporozu artıran faktörlerdir.

Osteoporoz tedavisi olan bir hastalıktır. Bu nedenle menopozdaki kadınlara tarama yapılmalı ve gerekli durumlarda koruyucu, gerektiğinde tedavi edici olarak yaklaşılmalıdır.

Menopoza hazırlık: Her kadın kendini menopoza hazırlamalıdır. Egzersiz mutlaka kadın hayatında olmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenme, çay, kahve, alkol tüketiminin azaltılması, sigaranın bırakılması zorunludur. Kalp ve damar hastalıkları riski artmış olup kilo kontrolu oldukça önemlidir. Her kadın yıllık jinekolojik ve meme muayenesi yanında, kalp ve damar hastalıkları, osteoporoz açısından tarama programına alınmalıdır.

Hormon tedavisi-meme kanseri: Bazı çalışmalar uzun yıllar süresince yapılan hormon tedavisinin meme kanseri riskini artırdığını bu nedenle menopoz da tedavi her kadın için farklı ve kişiye özel düzenlenmelidir. Kısa dönem tedavi alan hastalarda, ilacın pozitif etkileri oldukça yüksek ve etkilidir.

Menopozda bitkisel tedavi: Bitkisel destek vermeden önce mutlaka hekim görüşü alınmalıdır. Bazı bitkisel maddeler, soya ve soya ürünleri gibi hormonal destek sağlar. Bitkisel ürünler kullanılmadan önce bir tedavi desteği olmadığı, masraflı bir tedavi olduğu, başarı oranları konusunda kesin veriler olmadığı konusunda hasta bilgilendirilmelidir.

 

Menopoz Döneminde Yapılan Hormon Testleri

Menopoz Döneminde Yapılan Hormon Testleri

Hormon Testi Nedir?

Hormanlar vücudumuzdaki bir çok sistemi etkileyen farklı yapıda ve değişik fonksiyonları olan sinyal molekülleridir. Taşıdıkları sinyaller ile kimi zaman bir organın çalışmasının belirteci iken, kimi zaman çalışmamasının göstergesi olabilir. Endokrin bezlerden salgılanır. Hormon düzeylerinin saptanması kan testleri ile anlaşılabilir.

Hormon Testi Neden Yapılır?

Menopoz kelime anlamına bakarsak son adet demektir. Ancak günlük kullanımda çoğunlukla son adet ve devam eden adet görülmeyen dönemin tamamı menopoz olarak adlandırılmaktadır.

Adet görmeyen veya adet düzensizliği yaşayan her kadın mutlaka kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Gerekli jinekolojik muayenesi ve ultrasonografisi yapılan ve düzensiz adetin nedenleri araştırılan hastamızdan tanının konulabilmesi için hormon testleri de istenebilmektedir. Özellikle menopozun kesinleştirilmesi, yumurta kapasitesinin anlaşılması için hormon testleri gereklidir. Hormon testleri adet düzensizliği yaşayan kadında adetin 2. veya 3. günü yapılırken, adet görmeyen bir kadında herhangi bir günde yapılabilir.

Hangi Hormanlara Bakılır ve Bu Hormanların Görevleri Nelerdir?

Bir kız çocuğu ilk dünyaya geldiğinde yumurtalıklarında yüz binlerce yumurta bulunur. Bu yumurtalar yıllar içerisinde azalır. Normal bir gelişim sürecinde bu yumurtaların azalışı 30’lu yaşlara kadar sabit iken 35 yaş ve sonrasında azalma hızı artar. İşte bu yumurtaların rezervinin anlaşılması için kullandığımız hormonal testler aynı zamanda menopozunda göstergesi olarak kullanılabilmekte. Menopoz yaşını belirleyen en önemli etken genetik olmakla beraber bu duruma yol açan genetik dışı faktörlerde vardır. Özellikle medikal onkolojide kullanılan ilaçlar, ışın tedavisi, yumurtalıklara yapılan cerrahi operasyonlar erken menopoza yol açabilmektedir.

Hormon Testleri Nelerdir?

FSH Hormonu

Beyinde yerleşim gösteren hipofiz bezinden salgılanan, hedef organı yumurtalıklar olan bir hormondur. Salgılanan Fsh yumurtalıklar içindeki seçilmiş yumurtayı büyüterek östrojen hormonunun salgılanmasını sağlar. Yüksek Fsh hormonu yumurtalık rezervinin azaldığını ve menopoz dönemine yaklaşıldığını gösterir. Fsh değerine güvenilmesi için testin adet dönemi içinde özellikle 2, veya 3, günü yapılması gerekir. Menopoz dönemi öncesinde ise Fsh düzeyindeki artış kısa süreli olarak östrojen düzeyinde artışlara yol açabilmektedir. Ancak menopoz sonrasında östrojen düzeyi azalmaktadır.

Fsh seviyesinin gösterdiği bilgiler;

Adet kanmasının 3. Günü yapılan hormon sonuçlarına göre:

  • Fsh 10 ve altında ise yumurta rezervinin iyi olduğunu, yakın bir süreçde menopoz yaşanmayacağını , yumurtlamanın olabileceğini gösterir.
  • Fsh 10-15 arasında ise yumurta rezervinin azaldığını ve kadının çocuk isteği varsa bu konuda hızlıca karar alması gerektiğini gösterir.
  • Fsh seviyesi 15-20 arasında ise menopoz döneminin yaklaştığını ve çocuk isteği durumunda tüp bebek tedavisiyle dahi başarının düşük olduğunu gösterir.
  • Fsh 30 ve üzerinde ise menopoz dönemini ve adet görülmeyeceğini gösterir.

Testler adetin 2-3. günü dışında yapıldığında Fsh değeri yüksek çıkabilir ve testi yaptıran hasta endişelenebilir. Bu nedenle hormon testleri mutlaka adetin 2-3. günü yapılmalıdır.

Östrojen Hormonu

Fsh hormonunun etkisi ile yumurtalıklardan salgılanan bir hormondur.  Kadınlığın bir simgesi olarak da bilinen östrojen hormonu yumurtaların zayıflaması ve fonksiyonlarını yitirmesi ile seviyesi azalır. Menopoz ve sonrasında ortaya çıkan belirtilerin çoğu östrojen hormonunun azalmasından kaynaklanır. Östrojen hormon düzeyinin ölçümü adet döneminin 2. veya 3. Gününde yapılmalıdır. Normal değeri 25-140pg/ml arasında olup düzeyi yumurtlama dönemi, adetin yaklaşmasında vekullanılan ilaçların etkisi ile değişebilir.

LH Hormonu:

Adet kanamasının 3. Günü yapılan LH hormonu menopoz öncesinde 5-20 mlU/ml seviyesindedir. Menopozla  birlikte  artan ve menopoz döneminde bakılan hormonlardan biri olmakla beraber Fsh hormonuna göre daha geç belirti verir ve daha geç dönemde yükselir.

Testoteron ve Progesteron

Menopoz dönemi ile bu hormon düzeyleri azalmaktadır. Ancak bu azalış her daim menopozu göstermez. Menopozu belirleyen bir test olarak kullanılmaz.

İnhibin-B Hormonu

Kadında FSH hormonunun salgılanmasını düzenleyen bir hormondur. Beyinde yer alan hipofiz bezinden salgılanır. Menopoz döneminde salınımı azalmakla birlikte menopozun kesin göstergesi değildir.

HCG Hormonu

Gebelik testi olarak bilinen B-hcg hormonu, kadının yaşının artmasıyla da yüksek çıkabilir. Gebelik şüphesi olan b-hcg artışı ilk tespit edildiğinde yine de yaş nedeniyle artış olduğu düşünülmemelidir. Mevcut durumu gebelik şüphesi olarak değerlendirilmeli ve takip buna göre yapılmalıdır.

Menopoz Teşhisi

Menopoza yaklaşan kadında adet kanamalarında düzensizlikler olabilir. Menopoza girme yaşı ortalama 48-55 yaş dilimi arasındadır. Bu dönemin başlangıcında birtakım hormonal değişimler olur ve tetkikler bize erken dönemde bilgi sahibi olmamızı sağlar. Menopoza yaklaşma sürecinde mevcut durumu öğrenmek önemlidir. Çünkü kadının medikal durumuna ve şikayetlerine göre ilaç tedavisi başlanılabilir. Kullanılan hormonal terapi kadının yumurta kalitesini arttırmaz yada menopozu engellemez. Sadece eksik olanı yerine koyar. Böylece kadının menopoz belirtilerini ve menopozun kadında oluşturduğu psiklojik etkileri ortadan kaldırır. Ancak her kadın tedavi alamayacağı gibi, tedavi vermek de her daim yararlı olmayabilir. Her hasta farklı olup genel bir sonuca ulaşmak doğru değildir.

menopoz nedir ? belirtileri nelerdir ? nedenleri nelerdir ?

Menopoz Nedir?

Menopoz Nedir? Kadın hayatı her dekatta değişim gösterir. Tıpkı bebeklik, çocukluk, ergenlik, genç kadın, olgun kadın ve menopoz öncesini takip eden menopoz dönemi takip eder.

Kadınlarda yumurta yapımı anne karnında iken başlamaktadır. Yeni doğan bir kız çocuğunda yaklaşık 2-3 milyon yumurta varken, ergenlik döneminde 400 bin yumurtaya inebilmektedir. Kadın hayatında her daim yumurta kaybeder.

Menopoz ile beraber yumurtalıklardaki folikül olarak adlandırdığımız yumurta gelişimi olmaz. Gelişmeyen foliküller östrojen hormonu salgılayamaz.  Azalan foliküller nedeniyle salgılanmayan östrojen menopoz döneminde karşılaştığımız klinik bulguların sorumlusudur. Menopoz yaşı dünyada 51 iken ülkemizde ortalama yaş 49 dur.

Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Menopoz Belirtileri Nelerdir? Birçok kadında ilk belirti adet düzenindeki değişikliktir. Bazı kadınlarda adet miktarı azalırken, bazı kadınlarda sık ve yoğun vajinal kanamalar yaşanabilir.

Yumurtalıklardan salgılanan hormonlar östrojen ve progesterondur. Adetin başlangıcından yumurtlama dönemine kadar hakim hormon östrojen iken, yumurtlamayı takiben progesteron salgılanır. Yumurtalıklardan bu  hormonların salınımını beyinden salgılanan FSH ve LH’ın kontrolündedir. Zayıflayan yumurta ile hormon salınımı azalırsa beyinden uyarı artar. Bu artışın nedeni yumurtalıkları uyarmaktır. Bu nedenle geçiş aşamasında yumurtalıklardan düzensiz ve yüksek miktarda östrojen salgılanır. Her ay yumurtlama gerçekleşmediğinden, progesteron salınımı yetersiz olur. Bu aşamada progesteron ile karşılanamayan östrojen salınımı olur.  6 ay ile 2 yıl arasında düzensiz ve yoğun vajinal kanama olabilir.  Menopoz öncesi adet kanamaları yoğun ve düzensiz geçiren kadınlarda detaylı jinekolojik muayene ve ultrasonografisi yapılmalıdır. Gerekli durumlarda rahim iç duvarından biyopsi alınmalıdır.

İlerleyen zamanda ise  östrojen hormonunun azalması ile birçok semptom eklenir. Kilo artışı, metabolizmada yavaşlama, mizaç bozukluğu, uyku sorunları, baş ağrısı, baş dönmesi, ateş basması, gece terlemesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik sık karşılaşılan şikayetlerdir.

Menopoz döneminde kadın fizyolojisinde ve psikolojisinde birtakım problemler açığa çıkabilmektedir. Bu problemler ise şu şekilde sıralanabilmektedir;

  • Aşırı terleme,
  • Çabuk yorulma,
  • Cinsel fonksiyon problemleri
  • İdrar kaçırma,
  • Kilo alma,
  • Kalp ve tansiyon hastalıkları (değişen hormonlara bağlı),
  • Kemik erimesi,
  • Psikolojik bozukluklar  (içe kapanma, depresyon, uyku problemleri) ile karşılaşılabilir.

Menopoz Nedenleri Nelerdir?

Menopoz Nedenleri Nelerdir? Kadının üreme fonksiyonunu kaybetmesidir. Beklenen ve her kadının yaşayacağı bir dönemdir. Menopoz yaşını belirleyen en önemli faktör genetiktir. Ayrıca kadının geçirdiği yumurtalıklarına yönelik cerrahi işlemler, radyoterapi, kemoterapi, sigara kullanımı menopoz yaşını erkene çekebilir.

Menopoz Çeşitleri Nelerdir?

Menopoz Çeşitleri Nelerdir? Doğal menopoz ve cerrahi menopoz olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. Doğal menopoz; 40 lı yaşlar ile başlayan premonopozu menopoz dönemi takip eder. Ortalama 49-51 yaşları arasında son adet olan menopoz başlamış olur.

40 yaş öncesinde menopoz başlaması prematür menopoz olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda poliklinik pratiğimizde daha sık karşılaştığımız prematür menopoz nedeni tam olarak bilinmemektedir. Aile öyküsü oldukça önemli olup, yumurtalık cerrahiside menopoz yaşını öne çekmektedir.

Menopoz Dönemleri Nelerdir?

Menopoz Dönemleri Nelerdir? Premenopoz, ilk belirtilerin görülmekte olduğu dönemden menopoza kadar geçmekte olan süreyi kapsamaktadır. Birkaç ay veya yıl sürebilmektedir. Menopoz ise en son adet kanamasının görülmesidir. Son adet ardından kadının yaşadığı dönem postmenopoz olarak tanımlanmaktadır.

Menopoz Öncesi Klinik Belirtileri Nelerdir?

  • Adet kanamalarının uzun ve yoğun geçmesi
  • İki regl arasındaki sürenin uzaması veya kısalması
  • Ateş basması ve gece terlemeleri
  • Uykusuzluk ve yorgunluk
  • Ruh halinde değişimler, depresif mizaç hakimiyeti
  • İştahta artış
  • Baş ağrısı ve baş dönmesi
  • Vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik

Menopoz Sonrası Görülen Belirtiler Nelerdir?

Menopoz Sonrası Görülen Belirtiler Nelerdir? Kadının adet görmemesi ve menopoz dönemine girmesi, ruhsal çöküntüye neden olabilir. Uzun süren östrojen azlığı vajinal mukozada kuruma ve incelmeye yol açabilir.  Bu durum ağrılı cinsel ilişkiye neden olur.

Azalan östrojen ve progesteron hormonuna bağlı olarak kemik erimesi riskini azaltmak için, kadının diyeti düzenlenmeli ve egzersiz programı eklenmelidir.

Menopoz Nasıl Teşhis Edilir?

Menopoz Nasıl Teşhis Edilir? Klinik olarak adet düzensizliği, adetten kesilme gibi belirtilerle başvuran her kadının jinekolojik muayenesi ve ultrasonografisi yapılır. Ultrasonografi kadının yumurta kalitesi ve menopoz durumu ile ilgili bilgi verir. Ardından yumurta kalitesini gösteren hormon testleri yapılır.  Hormon testleri ile menopoz kesin olarak teşhis edilebilir.

Menopoz Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Menopoz Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Menopoz döneminde tedavi eksik olanı yerine koymadan geçer. Eksik olan östrojen ve progesteron hormonunu kullanmak tedavinin temelini oluşturur. Hassas nokta klinik etki oluşturacak en düşük dozdan başlanmalı ve ilaçların en doğal olanı tercih edilmelidir.  Ancak menopozda genel geçer bir tedavi kabul edilemez. Her kadının tedavisi ve takip şeması farklıdır. Tedavi kadına özgüdür.

Menopozda Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Menopozda Yapılması Gerekenler Nelerdir? Kadının bu dönemde bütüncül yaklaşım gösteren hekim tarafından takibi oldukça önemlidir. Düzenli egzersiz ve düşük kalorili beslenme, kronik hastalıklardan korunma, şeker ve tansiyon kontrolü mutlak gereklidir.

Jinekolog hekimin menopozdaki kadına yaklaşımı:

  • Her açıdan kadını değerlendirmeli, bütüncül yaklaşım hedef olmalı
  • Gereğinde kan tetkikleri istenmeli,
  • Meme muayenesi yapılmalı,
  • Kemik erimesi engellenmeli,
  • Kilo kontrolü, şeker ve tansiyon takibi,
  • Ruhsal açıdan destek,
  • Cinsel fonksiyonlar ile ilgili destek; menopoz ile cinsellik son bulmaz. Sonlanan sadece üreme fonksiyonlarının kaybıdır.

Menopoz Cinsel Hayatı Etkiler mi?

Menopoz Cinsel Hayatı Etkiler mi? Menopoz  kadında cinsel fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. Bir kadın ne kadar erken bir dönemde menopoza girerse cinsel işlev bozuklukları da o boyutta fazla olabilir. Cinsel isteksizlik, orgazm olamama ve ağrılı cinsel ilişki en önemli sorunlardır. Tedavisi mümkündür. Her kadın tedaviden yararlanabilmeli ve menopoz dönemini huzurla geçirmelidir. MENOPOZ KADINLIĞIN SONU VE YAŞLANMA DEĞİLDİR. MENOPOZ SADECE ÜREME FONKSİYONLARININ KAYBIDIR.

Menopoz ve Dönemleri

  • Premenopoz: Adet düzensizliği başlamaktadır.
  • Menopoz: Son adet kanamasıdır.
  • Postmenopoz: 12 ay boyunca adet görmeyen kadınlar bu dönemdedir.

Menopoz Dönemini Etkileyen Durumlar

Menopoz yaşı her kadında farklıdır. 44 yaş öncesi adetten kesilme erken menopoz olarak tanımlanmaktadır. Menopoz yaşını belirleyen en önemli faktör genetik öyküdür. Ailede erken menopoz öyküsü olan her kadın, yumurta rezervi açısından değerlendirilmelidir.

Genetik faktörlerin yanında fizyolojik, biyolojik ve psikososyal durumda menopoz yaşında etkilidir. Geçirilmiş yumurtalık ameliyatları, tüp bağlanması, kemoterapi ve radyoterapi tedavisi menopoz yaşını önceye çeker.

Menopoz dönemi ve menopoz tedavisi hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için diğer yazılarımıza göz atabilirsiniz.

Menopoz Tedavisinin Tarihi

Menopoz Tedavisinin Tarihi

  • Çin İmparatorları genç kadın idrarını kurutarak kullanmışlar.
  • 1821’de Paris’te ilk kez menopoz kelimesi kullanılmıştır.
  • 19. yy’da kadınların adetten kesilmesi ile ruhsal buhran yaşadıkları anlaşılmıştır.
  • 1871’de ‘Henry Mandsley’ menopozda kadının ruhsal durumunda değişiklik olduğunu tespit etmiştir.
  • 1894’de ilk defa hormon tedavisi kullanılmaya başlanmıştır. Hormon olarak inek yumurtalığı kullanılmıştır. Bu tedavi hormon tedavisinin doğuşudur.
  • 1939’da ‘Adolf Butenandt’ gebe kadın idrarını saflaştırarak östrojen hormonunu üretmiştir. Bu başarı Adolfa Nobel Kimya ödülünü kazandırmıştır.

Geçmişten Günümüze Dünyada Hormon Tedavisi

  • 1932: Gebe kısrağından alınan idrardan östrojen üretilmiş ve sıcak basmalarının tedavisinde kullanılmıştır.
  • 1936: Ağız yoluyla kullanılabilecek östrojen sentzelenmiş ve Avrupa’da ki kadınlarda kullanılmaya başlanmıştır.
  • 1940: ‘Russel Marker’ tarafından Meksika’da yetişen tatlı patatesinden, progesteron üretilmiştir. Bu progesteron günümüzde fonksiyonel tıpta kullandığımız progesteron ile benzerdir.
  • 1941: Menopoz döneminde hormon tedavisinin, kemik kaybını azalttığı görülmüştür.
  • 1942: FDA tarafından östrojen preparatlarına onay verilmiştir.
  • 1946-1950: Kontrolsüz östrojen kullanımı rahim kanseri riskini arttırdığı görülmüştür. Ancak burada kullanılan östrojen kontrolsüz olup, progesteron kullanılmamıştır.
  • 1970 yıllarında cilt yoluyla östrojen kullanımı için uygun preparatlar üretilmiştir.
  • 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü, hormon tedavisinde östrojen ve progesteronun birlikte kullanılması gerektiğini bildirdi.

Ülkemizde Menopoz Tedavisi

1985; Günümüzde kullandığımız tedavi protokollerine yakın bir yaklaşım ile, kadınlar takip edilmeye başlanmıştır.

1991; Hem Ankara hem de İstanbul’daki fakültelerde menopoz tedavi merkezleri kurulmuştur.

1992; Türkiye Menopoz ve Osteoporoz Derneği kuruldu.

Menopoz Tedavisi Ve Menopoz Takibi Nasıl Olmalıdır?

Hormon kullanımına başlayan her kadın, ilaçların özellikleri ve etkileri konusunda aydınlatılmalıdır. Östrojen hormonunun resöptörü hücre çekirdeğindedir. Doğrudan etkisini hücre çekirdeğini uyararak gerçekleştirir. Ve unutulmaması gereken östrojen hormonu, reseptörü olan her hücreye etki eder. Bu nedenle menopozdaki hastaya bütüncül yaklaşmak gerekir. Kadının tetkikleri ve muayene bulguları uygunsa da hormon tedavisi önerilmelidir.

1990-1998 yılları arasında; menopozda hormon tedavisi verilmesinin amacı kalp hastalıklarından korunmak idi. Bu amaçla menopozda olan her yaş grubunda olan kadına hormon tedavisi verildi. Ancak hormon tedavisi alan kadınlarda ilk yıllarda kalp ve damarsal problemlerde artış olurken, takip edilen yıllarda (5., 10. Yıllarda) riskin azaldığı görülmüştür. İlk yıllarda artan kalp ve damar problemlerinin çoğu, damarlarda yerleşmiş olan plakların kopmasına bağlı olduğu düşünüldü. Yani mevcut aterosiklerozu olan kadınlar için hormon tedavisinin ilk yıllarında, damarsal sorunlar yaşanılabilir Özellikle ağız yoluyla kullanılan ilaçlarda risk daha yüksektir. Bu nedenle tedavide deri yoluyla emilen ilaçların kullanılması önerilir.

Menopozda Hormon Tedavisinin Kalp, Depresyon ve Osteoporoza Etkisine Yönelik Çalışma Sonuçları (Whı Çalışması)

Çalışma 1998 de planlanmıştır. 8.5 yıllık bir takip ile hormon tedavisinin etkinliği araştırılacaktı. Amaç hormon tedavisinin, osteoporoz ve kalp hastalıklarına olan etkisini değerlendirmekti. 40 ayrı merkezde, 27327 kadın üzerinde yapılan çalışmayı öğrenelim:

  • Çalışmaya katılan kadınların %83’ünde menopoz yaşı 5 yıl ve daha fazla idi. Ortalama kadın yaşı 63 (40-79)
  • Çalışmaya katılan kadınların %34’ü obez idi,
  • Çalışmaya katılan kadınların %50’si sigara içiyordu,
  • Çalışmaya katılan kadınların %36’sı nın tansiyonu yüksek idi,

Çalışmaya katılan kadınlar, oral yolla(ağız) östrojen ve progesteron verilmiştir.

Çalışma tamamlanmadan 5. Yılda durduruldu. Çalışmaya katılan kadınlarda emboli, inme ve meme kanseri riski artmıştı. Pozitif katkıları ise osteoporoz ve kolon kanseri riskinin azalmasıydı.

Bu çalışmaya yaş sınırı olmadan menopozdaki kadınlar katılmış, hormonlar ağız yolu ile ve yüksek doz verilmişti. Çalışma grubundaki kadınların seçilimi ileriki yıllarda çalışmanın eleştrilmesine neden olmuştur. Oysaki hormon tedavisi bireyseldir. Genel geçer bir tedavi protokolü yoktur. Aynı doz, aynı ilaç; farklı yaşta ve farklı şikayetleri olan hastaya verilemezdi. Ancak bu çalışma , dünyada hormon tedavisinin bitişi idi. Birçok kadın ve hekimleri bu hormonlardan uzaklaştı. Hekimler yazmaktan, kadınlar kullanmaktan çekindi. 2000’li yıllarda kadınlar menopoz tedavisi alamadılar, menopozun bütün yıpratıcı etkilerini yaşadılar. Kadınla hem ruhları, hem bedenleri ile hızlı bir yaşlanma sürecine girdiler.

Bu çalışma daha sonraki yıllarda etki ve yan etkiler konusunda tekrar incelenmiştir. Menopoz tedavisisi konusunda öneriler yayınlanmıştır. Menopoza giren her kadına aynı tedavi ve tek reçete önerilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Türkiye Menopoz Ve Osteoporoz Derneğinin Hormon Tedavisi Önerileri:

  1. Hormon tedavisi kadın sağlığına pozitif katkıları vardır.
  2. Her hastaya hormon tedavisi verilmemelidir.
  3. Tedavi için uygun hasta, şikayetleri olan kadınlardır.
  4. Hormon tedavisine mümkün olduğunca erken yaşta başlanmalıdır.
  5. Hormon tedavisinde kullanılan ilaçlar yeterli olan en düşük dozda olmalıdır.
  6. Uzun süre kullanılmamalıdır.

Menopozda Hormon Replasman Tedavisinin Etkileri

  1. Halka arasında ateş baması olarak bilinen vazamotor sıkıntıların en etkin tedavisidir.
  2. Kadını osteoporozdan korur.
  3. Vajinal kuruluk tedavisinde vajinal östrojenler kullanılmalıdır.
  4. İnme ve emboli riski deri yoluyla kullanılan östrojenler ile oldukça düşüktür.

Perimenopoz Dönemi

Kadın hayatındaki en kritik ve en hassas dönemdir. Menopoz öncesindeki 3-5 yılı kapsar. Kadında; hormonal dengenin bozulduğu, sıcak basmalarının başladığı, yumurtlamanın bozulduğu, adetler arası sürenin uzadığı, kanama miktarının değiştiği, kemik erimesinin ise başladığı bir dönemdir.

Kadının hormona tetkikinde farklılıklar ve adet döngüsünde değişiklikler izlenir.

Perimenopoz döneminde yumurtlamanın bozulduğunu, kadının her ay yumurtlayamadığını görürüz. Bu durum kadın bedeninde progesteron hormonu eksikliğine bağlı şikayetlere yol açar. Kadında normal şartlarda her ay bir yumurta büyür. Yumurtanın büyümesi aşamasında östrojen hormonu sentezlenir. Büyüyen yumurta çatlar ve çatlama ile progesteron hormonu sentezlenir. Perimenopoz döneminde ise ilk bozulan yumurtlamadır. Dolayısıyla progesteron hormonu eksiktir. Bu nedenle eksik olanı yerine koymak tedavide nirengi noktasıdır.

Aksi durumda kadın, artan östrojenin yan etkilerini yaşar. Yumurta kisti, kanama bozuklukları ve kilo alma en sık karşılaştığımız şikayetlerdir.

Perimenopoz Ve Menopoz Döneminde Kadının Yaşadıkları

  1. Sıcak basması
  2. Gece terlemesi
  3. Uyku bozukluğu
  4. Motivasyon kaybı
  5. Kilo alma
  6. Halsizlik
  7. Depresyon
  8. Ağrılı cinsel ilişki, cinsel isteksizlik
  9. Vajinal kuruluk
  10. İdrar kaçırma
  11. Kas ağrısı
  12. Kemik erimesi
  13. Vajinal kuruluk
  14. Hafıza, dikkat, anlama, öğrenme gibi zihin aktivitelerinde azalma ile karşılaşır.

Unutulmaması Gerekenler:

Özellikle sıcak basması şikayetini ağır yaşayan kadınlarda kalp-damar hastalıkları ve kemik erimesi daha sık görülür. Bu kadınların daha yakından takip ve tedavi edilmesi gerekir.

Biyoeşdeğer Hormonlar

Kadında mevcut hormonlar ile özdeş yapıdadır. Hem kimyasal hem de fiziksel yapısı aynıdır. Menopoz döneminde gerekli olduğunda kullanabileceğimiz ilaç grubudur. Kadınları perimenopoz döneminden itibaren takip etmek ve şikayetlere yönelik destek tedavisi vermek gerekir.

  • Tedavi süreci ortalama 5 yıl olup, 10 yıla kadar devam edilebilir.
  • Her kadın bireysel değerlendirilmelidir.
  • Her kadın için fonksiyonel yaklaşımla bir tanımlama yapılmalıdır.
  • Her kadın bütüncül yaklaşımla tedavi edilmelidir.

Menopozda Testesteron Düşüklüğü

Hormon tedavisi almasına rağmen;

  • halsizlik,
  • cinsel isteksizlik
  • kaslarında güç kaybı,
  • kemik kaybı
  • hafıza sorunları
  • vajinal kuruluk ile gelen hastalara testesteron takviyesi yapılabilir.

Fitoöstrojenler

Östrojen tedavisi alamayan kadınlarda fitoöstrojenler kullanılabilir. Uzakdoğu ve Japonya mutfağında yaygın olarak fitoöstrojenler bulunur. Bu coğrafyada yaşayan kadınlarda menopoz yakınmaları daha az görülür. Fitoöstrojenler, östrojen resöptörüne bağlanarak etkisini gösterir.

Fitoöstrojenler aynı zamanda antioksidandır. Özellikle keten tohumunun lignan içeriği yüksektir.

Günümüzde kullandığımız fioöstrojenler:

  1. Şerbetçi otu (humulus lupulus)
  2. Prim rose oil
  3. Cimicifuga racmonasa (karayılan otu)
  4. Polen ekstreleri

Adaptojenler

Bu terim 1947 yılında ilk defa kullanılmıştır. Geleneksel tıpta kullanılan bir üründür. Bedenin strese karşı mücadelesini destekler.

Geleneksel tıpta kullanılan adaptojenler:

  1. Fosfatidilserin,
  2. L-Theanine,
  3. DHEA,
  4. Ginseng,
  5. Ashwaganda: stres üzerine etkili olduğu, aynı zamanda iltihap ve kanserden de koruyucu olduğuna inanılır.
  6. Rhodiola Rosea,
  7. MACA (Lepidyum) (Peru Ginsengi)

MACA Nedir?

Protein, lif, karbonhidrat ve minerallerden zengindir. Kalsiyum, potasyum, selenyum, çinko, bakır, iyot, magnezyum ve demir açısından zengindir. İçinde farklı 19 aminoasit ve yararlı yağ asitleri (oleik asit, linolenik asit, sterol, palmitik asit) bulunur. Antiagaing ve günlük hayatta yaşam kalitesini arttırmak amacıyla fitoterapidede kullanılan bir üründür.

BLACK KOHOSH

Özellikle menopoz döneminde sıcak basmalarının tedavisinde kullanılan fitoterapötik bir ajandır. Bir östrojen değildir. Karaciğer üzerinde zararlı etkisi yoktur. Etkinliği hormon tedavisi kadar değildir.