tüp bebek tedavisi

Tüp Bebek Tedavisi İçin Yaş Sınırı: Ne Zaman Geç Kalınır?

Tüp Bebek Tedavisi İçin Yaş Sınırı: Ne Zaman Geç Kalınır?

Merhabalar, ben Op. Dr. Deniz Güleryüz Çakmak. Bugün sizlerle, birçok çiftin aklını kurcalayan önemli bir konuyu, “tüp bebek tedavisi için yaş sınırı” başlığı altında ele alacağım. www.drdenizguleryuz.com adresinde yer alan bu yazım, tüp bebek tedavisinin yaş sınırları ve bu süreçte dikkate alınması gereken faktörler üzerine odaklanacak.

Tüp Bebek Tedavisinde Yaşın Önemi

Tüp bebek tedavisi, çeşitli nedenlerle doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler için umut verici bir çözümdür. Ancak, tedavinin başarısı birçok faktöre bağlıdır ve bu faktörlerin başında yaş gelir. Kadınların üreme kapasitesi yaşla birlikte azalır ve bu durum tedavinin başarısını da doğrudan etkiler.

Kadın Yaşı ve Üreme Kapasitesi

Kadınların yumurtalık rezervi doğuştan belirlenir ve yaşla birlikte azalır. 35 yaşından sonra bu azalma daha da hızlanır ve 40 yaşından sonra üreme kapasitesinde önemli bir düşüş gözlenir. Bu, tedavideki başarı oranlarının da yaşla birlikte azalmasına yol açar.

Erkek Yaşı ve Tüp Bebek

Erkeklerde yaşın üreme üzerindeki etkisi kadınlara göre daha azdır, ancak yine de göz ardı edilemez. Yaş ilerledikçe sperm kalitesindeki değişimler, tüp bebek tedavisinin başarısını etkileyebilir.

Optimal Yaş Aralığı

Tedavi için en uygun yaş aralığı, genellikle 23-35 yaşları arasındadır. Bu dönemde, hem yumurtalık rezervi hem de yumurta kalitesi daha yüksek olma eğilimindedir.

tüp bebek tedavisiGeç Kalınmış mı?

Tüp bebek tedavisine başlamak için “çok geç” diye bir şey yoktur. Ancak, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda tedavi daha karmaşık hale gelebilir ve başarı oranları azalır. Bu yaş grubunda, donör yumurta kullanımı gibi alternatif yöntemler de gündeme gelebilir.

Yaşın Ötesindeki Faktörler

Yaş önemli bir faktör olsa da, tek belirleyici değildir. Genel sağlık durumu, yaşam tarzı, kronik hastalıklar ve önceki gebelik deneyimleri de tedavinin başarısını etkileyebilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Başarı Şansını Artırmak

Tedavideki başarı şansını artırmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli beslenmek önemlidir. Ayrıca, stres yönetimi ve psikolojik destek de tedavi sürecinde faydalı olabilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Yaşın Psikolojik Etkisi

Tüp bebek tedavisi sürecinde, yaşın getirdiği psikolojik baskı da göz ardı edilmemelidir. Özellikle “biyolojik saat” kavramı, çiftler üzerinde büyük bir stres kaynağı olabilir. Bu süreçte, psikolojik danışmanlık ve destek gruplarından yararlanmak, çiftlerin duygusal olarak daha güçlü hissetmelerine yardımcı olabilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Yoktur Ama…

Tüp bebek tedavisinde kesin bir “yaş sınırı” yoktur. Ancak, ileri yaş, tedavinin başarı şansını azaltabileceği gibi, gebelik sürecinde de bazı riskleri beraberinde getirebilir. İleri yaşta tüp bebek düşünen çiftler, bu riskleri ve başarı oranlarını detaylı bir şekilde doktorlarıyla görüşmelidir.

Erken Teşhis ve Tedavi

Kısırlık veya üreme sorunları yaşayan çiftlerin erken teşhis ve tedavi için vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması önemlidir. Erken müdahale, özellikle ileri yaşlarda tedavinin başarı şansını artırabilir.

Yeni Teknolojiler ve Tedavi Yöntemleri

Tüp bebek tedavisindeki gelişmeler, ileri yaşlardaki çiftlere de umut vermektedir. Gelişmiş embriyo seçimi teknikleri, genetik taramalar ve diğer yenilikçi yaklaşımlar, tedavi başarısını artırmakta ve daha geniş bir yaş aralığındaki çiftlere hizmet vermektedir.

Bireysel Duruma Özgü Tedavi Planı

Her çiftin durumu benzersizdir ve tüp bebek her hastaya özgü bir şekilde planlanmalıdır. Yaş, sağlık durumu, geçmiş tıbbi geçmiş ve diğer faktörler, tedavi planının şekillenmesinde önemli rol oynar.

Son Değerlendirme

Tüp bebek, çiftler için büyük bir umut kaynağıdır ve ileri yaşlar bile bu umudu engellememelidir. Yaş, tüp bebek’in başarısını etkileyen bir faktör olsa da, bireysel durum değerlendirildiğinde, çoğu çift için hala geçerli bir seçenektir. Unutmayın, her hasta için uygun bir tedavi yolu bulunabilir.

Tüp bebek, çocuk sahibi olma hayalini gerçekleştirmek için güçlü bir yöntemdir. Yaşınız ne olursa olsun, umudunuzu kaybetmeyin ve bir uzmanla görüşerek kendi durumunuza en uygun tedavi planını belirleyin.

endometriozis-nedir

Endometriozis Nedir?

Endometriozis, rahim iç duvarını oluşturan endometrium tabakasının rahim dışında yumurtalıklarda, fallop tüplerinde veya karın boşluğunda bulunması durumu olarak tanımlanır. Bu hastalık genellikle karnın alt bölgelerinde görülmektedir. Üreme çağındaki kadınların yaklaşık yüzde 5-10’unda görüldüğü tahmin edilen endometriozis, kısırlığın en önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Hamile kalamayan kadınların ise yüzde 25-30’unda görülen endometriozis, tedavi edilmemesi durumunda olumsuz tablolara neden olabilmektedir. Endometriozis yumurtalıklarda yerleşirse(çikolata kisti) yumurtaların kalitesini ve ayrıca fallop tüplerinin işleyişini olumsuz yönde etkiler ve karın boşluğunun iç kısmında yapışıklığa neden olur. Bu hastalık, belirtiler hafife alındığı için kısırlık ortaya çıkana kadar genellikle fark edilmez. Endometriozis teşhisinin tek kesin yolu laparoskopik yöntemle göbek deliğinden girilerek kamera ile karın içine bakılması ve patoloji ile tanı konulmasıdır.

ENDOMETRİOZİs BELİRTİLERİ NELERDİR? 

  • En sık görülen bulgusu adet sancısı
  • Karnın alt bölgesinde kronik ağrı
  • Cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrı
  • Büyük tuvalete çıkarken zorlanma ve ağrı
  • Çocuk sahibi olmada sıkıntı
  • Ara kanama gibi adet düzensizlikleri

ENDOMETRİOZİS NEDEN OLUR? 

Endometriozisin kesin nedeni net olarak bilinmemektedir. Birkaç teori olmakla birlikte bu teorilerden hiçbiri tek başına tüm endometriozis vakalarını açıklayamamaktadır. Endometriozisi açıklamaya çalışan teorilerden genetik faktörler önemli olmakla birlikte en önemli neden:

Kadınlarda adet başladığında rahim iç tabakası olan endometriumun yüzeyel kısmı dışarı atılırken aynı tabaka tüplerden karın boşluğuna dökülebilmektedir. Bağışıklık sistemi sağlıklı olan kadınlarda karın boşluğuna dökülen bu kan ve endometrial dokular temizlenirken, bazı kadınlarda temizlenemez ve tüplere, yumurtalıklara, bağırsağa, idrar torbasına veya karın boşluğundaki diğer organlara yerleşir. Bu bölgelerde inflamasyon dediğimiz savunma hücrelerinin göçüne neden olur. Hastalığın ilerleyen döneminde kanamalar, doku iyileşmeleri ve karın içinde yapışıklıklar ortaya çıkabilir. Yumurtalıkların içinde oluşan endometriozis odakları her adet döneminde hormonların etkisi ile yumurtalıkların içine de kanar, endometrioma olarak bilinen lezyonlara neden olur. Yumurtalık içinde biriken kan zamanla kahverengiye dönüşür ve çikolataya benzediği için de halk arasında bu kistler çikolata kisti olarak adlandırılır.

ENDOMETRİOZİS TEŞHİSİ NASIL KONULUR? 

Endometriozisin kesin tanısı, bu dokuların laparoskopik cerrahi olarak çıkarılması ve patoloji uzmanları tarafından mikroskobik olarak görülmesi ile konulmaktadır. Çikolata kistleri ultrason ile de görülebilir. Ayrıca derin infiltratif endometriozisin tanısında ve cerrahi planlamasında manyetik rezonans görüntüleme yani MR değerli bir yöntemidir.

Ön tanı için hastanın detaylı öyküsü, belirtileri oldukça önemlidir. Hasta öyküsünden elde edilen, sonradan başlayan adet ağrıları, karın alt bölgelerinde ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı, kendiliğinden çocuk sahibi olamama, büyük tuvaletin yapılması sırasında ağrı, kanlı idrar ya da kanlı dışkılama gibi bulgular hastalığın belirlenebilmesi için önem taşımaktadır.

ENDOMETRİOZİS TEDAVİSİ NASIL OLUR? 

Endometriozis tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak kesin çözümü yoktur. Tedavi hastanın hangi şikayetlerinin ön planda olduğuna, çocuk istemi olup olmamasına ve muayene bulgularına göre bireyselleştirilmelidir. Bekleme-gözlem tedavisinden, ilaç tedavisine, yardımcı üreme tekniklerinden cerrahiye kadar geniş bir yelpazede tedavi uygulanabilmektedir. Adet dönemlerinde görülen ağrı ve krampları hafifletmek için nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar reçete edilebilir.

Ağrısı ön planda olan endometriozisli kadınlar medikal tedaviden fayda görebilirken, ilerlemiş vakalarda, üremeye yardımcı tekniklerin başarısız olduğu çocuk istemi olan kadınlarda cerrahi tedavi gündeme gelebilmektedir.

Eğer kişi belirli bir süredir gebe kalamama şikayeti ile başvuruyorsa ilk aşamada aşılama ve tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Tüp bebek tedavisi gibi üremeye yardımcı yöntemler uygulanan hastaların bir kısmı gebe kalabilmektedir. Bu tedavilerden yanıt alınamaması halinde ise cerrahi olarak hastalığın temizlenmesi yoluna gidilmelidir. Cerrahi yöntemde; laparoskopik cerrahiyle çikolata kistlerinin çıkartılması, yapışıklıkların açılması, tüplerin normal anatomisine getirilmesi ya da tedaviye rağmen şiddetli ağrıları olan derin infiltratif endometriozis vakalarında nodüllerin çıkarılması gündeme gelmektedir. Ultrason ya da MR’da şüpheli görünüm saptanması durumunda o yumurtalık ve tüpün alınması gündeme gelebilmektedir. Bu hastalarda standart bir yaklaşım olmayıp tedavi her hasta için bireyselleştirilmelidir.

Endometriozis ve İnfertilite

Gebe kalma problemi yaşayan kadınların yüzde 25-30 unda endometrıozis neden olarak görülür. Endometriozis; üreme organlarında yapışıklıklar oluşturarak, yumurtanın tüpler aracılığı ile rahim içine ulaşmasını engelleyebilmektedir. Bazen de tüplerin ucunu tıkayarak yani ‘tubal tıkanıklığa’ yol açarak gebeliği önleyebilmektedir. Endometriozisin, endometrioma  denilen çikolata kisti oluşturma ihtimali de bulunmaktadır. Bu kistler yumurtalıklara yerleşerek, sağlıklı bir yumurtlama olmasını engelleyebildiği gibi yumurta rezervini azaltarak gebelik şansını da düşürebilmektedir. Endometriozis odaklarından salgılanan sitokinler ile hormonal faktörler ise embriyo gelişimini ve tutunmasını olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak kişi yine normal yollarla gebe kalamazsa, tüp bebek denenebilmektedir.

Endometriozis kısaca şunlara neden olabilmektedir:

  • Over rezervi dediğimiz yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısını azaltmaktadır.
  • Yumurtlama fonksiyonunu bozmaktadır.
  • Tüplerde tıkanıklığa yol açarak sperm ve yumurtanın birleşmesini engelleyebilmektedir.
  • Spermleri öldüren doğal toksinler üretmektedir.
  • Embriyonun rahim içerisine tutunmasını engellemektedir.

Derin endometriozis nedir?

Üreme çağındaki kadınlarda sık görülen endometriozis hastalığının özel bir tipi olan “derin infiltratif endometriozis”, bazen şiddetli ağrıyla kendini gösteriyor bazense hiç belirti vermeden sessizce ilerleyebilmektedir.. Endometriozisin, vajen ile rektum arasındaki rahmin bağları, bağırsak, idrar torbası, idrar kanalları ve karın zarının derinlerine yayılması olarak tanımlanan “derin infiltratif endometriozis” sorunu sadece kadın hastalıkları alanını değil, genel cerrahi, üroloji, gibi alanları da ilgilendiren, multidisipliner yaklaşım gerektiren bir hastalıktır

ÇİKOLATA KİSTİ NEDİR?

Çikolata kisti kadınların yumurtalıklarında yer alan her adet kanamasında kendi içine kanayarak büyüyen bir kist türüdür. Çikolata kistlerinin bu ismi almasının sebebi içinde biriken adet kanının bir süre sonra gerçekten çikolata gibi, biraz daha akışkan hale gelmesi ve renginin kahverengiye dönmesidir. Bu kistlerin adı endometriomadır. Tanısı çok büyük oranda ultrasonla konulur. Kanda ca125 düzeyi genelde bakılmaktadır ancak yumurtalık tümörü ile ayrımında bize çok yardımcı olamamaktadır.

Çikolata kisti tedavisi kişiye göre değişmektedir. Genç, çocuk istemi olmayan kadınlarda çikolata kistlerinin büyümesi doğum kontrol haplarıyla baskılanabilir. Çocuk istemi olan kadınlarda kendiliğinden gebe kalınamıyorsa aşılama, tüp bebek gibi üremeye yardımcı teknikler uygulanması gerekebilir. Bu tedavilere rağmen gebe kalamayan kadınlarda, büyük kistleri olan ve bu nedenle torsiyon veya rüptür riski artmış kadınlarda ameliyat gerekebilir. Bu hastalarda altın standart tedavi laparoskopik cerrahi ile kistin duvarının tamamen çıkarılmasıdır. Tamamen çıkarılamadığı takdirde tekrarlama ihtimali artmaktadır.  Özellikle 40 yaşın üzerinde endometrioma zemininde kanser gelişim riski arttığından daha ayrıntılı değerlendirme ve gerektiğinde MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurmak gerekebilmektedir. Şüpheli bir lezyon varlığında o yumurtalık ve tüpün alınması gerekebilmektedir.

TÜPBEBEK TEDAVİSİ

Tüp bebek tedavisi ve aşılama gibi üreme yöntemleri veya konservatif ameliyat gibi yöntemlerle anne adaylarının hamile kalınmasına yardımcı olunabiliyor ve doğurganlık oranı % 15’lere kadar yükselebiliyor. Eğer endometriozis hastalığı tedavi edilmezse doğurganlık oranı % 2 ila 3 arasında değişebiliyor.

Tüp bebek tedavisi özellikle genç yaşlarda %50 ila 60 oranında anne adaylarının hamile kalma şansını artıyor. Endometriozis hastalığı nedeniyle uygulanacak olan tedavi anne adayının yaşı, sahip olduğu hastalıkları ve doğurganlık faktörleri belirliyor. Hekimin de uygun gördüğü tedavi yöntemlerinden ilaç, aşılama, ameliyat ve tüp bebek tedavisi gibi yöntemlerle endometriozis hastalığı tedavi edilebiliyor.